döşemek

döşemek
стлать
* * *
-i
1) стлать, расстила́ть (ковёр и т. п.); застила́ть, устила́ть

hasır döşemek — застила́ть пол цино́вкой

2) мости́ть; выстила́ть (камнем, мрамором и т. п.); облицо́вывать (кафелем и т. п.)

kaldırım döşemek — мости́ть мостову́ю

3) обтя́гивать, обива́ть (мебель)

muşamba döşemek — обтя́гивать клеёнкой (кресло и т. п.)

4) класть, прокла́дывать, вести́ (рельсы и т. п.)
5) меблирова́ть, обставля́ть (дом, комнату)

döşeyip dayamak, dayayıp döşemek — по́лностью меблирова́ть


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужен реферат?

Смотреть что такое "döşemek" в других словарях:

  • döşemek — i 1) Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak 2) Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik. 3) Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayayıp döşemek — evi, odayı mobilya vb. ile döşemek Karyolalar, koltuklar, kanepelerle dayayıp döşemek lazım. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çini döşemek — bir yeri çini ile kaplamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mayın dökmek (veya döşemek) — denize mayın bırakmak, denizi mayınlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tefriş etmek — döşemek İçerisini gene kendi paramla tefriş ettim. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • töşemek — döşemek III, 266 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yadmak — döşemek, yaymak, sermek I, 15, 45; II, 313, 314; III, 434bkz: yatmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • SEDH — Döşemek. * Uçuk hastalığı. * Bir nesneyi açıp yaymak ve arkası üstüne bırakmak. * Deve çökertmek. * Kırba doldurmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çini — is., Far. çīnī 1) Duvarları kaplayıp süslemek için kullanılan, bir yüzü sırlı ve genellikle çiçek resimleriyle bezeli, pişmiş, balçık levha, fayans Bizi sarar bir sülüs yazı görsek duvarda / Bize heyecan verir bir parça yeşil çini. F. N. Çamlıbel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayamak — i, e 1) Yaslamak Sol kolunu yürürken hep kalçasına dayardı. Ö. Seyfettin 2) Bir yerden, bir kimseden yararlanmak, güç almak Kürekleri iskeleye dayayarak bütün hızıyla itti. S. F. Abasıyanık 3) Korkutmak için hızla, öfkeyle yaklaştırmak, uzatmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»